Covid-19 virüsüne karşı klasik ve yeni nesil aşılar tüm dünyada onay almaya başladı. Aşılar beraberinde domuz gribi salgınında oynanan oyunları akla getirdi.
İleri sürülen çekinceler:
-Ölüm sayısı abartılıyor, zaten olguların çoğu semptomsuz veya hafif geçiriyor.
-Virüs salgınından ölümlerin çoğu aşırı tedavi komplikasyonu ile gerçekleşiyor.
-Virüs zaten kendini değiştirecek aşılar her değişimde yeniden yapılmak zorunda kalacak.
-Aşıların uzun dönem yan etkileri bilinmiyor, özellikle yeni nesil aşılar DNA mızı değiştirebilir.
-Aşılar kısırlık getirebilir.
Gelişmekte olan ülkelerin büyük olaylar karşısındaki refleksleri benzer olup öngörülebilirlik içermektedir.Gelişmiş ülkeler ve büyük şirketler bu öngörülebilirliği zaman zaman çok iyi kullanabilmekte ve kazanca çevirebilmektedir.
Arap asıllı gazeteci Husam İytanı’nın “Aşı karşıtlığı: Kendini gerçekleştiren kehanetler” başlıklı yazısından bir bölüm vermek istiyorum (1):
“Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro, Covid-19 aşısını üreten ilaç firması Pfizer’ın aşıdan kaynaklanacak herhangi bir yan etkinin sorumluluğunu üstlenmemesini, aşı olanlar “timsaha dönüşebilir” ama bunun sorumlusu şirketler değil şeklinde eleştirip buna karşı uyardı.
Lübnan‘da Cumhurbaşkanı’nın partisinin (Özgür Yurtsever Hareket/ÖYH) sahibi olduğu televizyon kanalı da, aşıya karşı şiddetli bir kampanya yürütmekte ve Batılı hükümetlerin, iş adamlarının, istihbarat servislerinin dünyayı kontrol altına almak için katıldıkları küresel komplonun bir parçası olduğuna dair açıklamalar yapmaktadır.
Salgının başlangıcından bugüne kadar dünyada aşıdan şüphelenenlerin yaklaşımlarıyla ilgili bir grafik çizmek zor değil. Birçoğu ilk olarak, hastalığın tehlikeli olduğunu inkar etmek, ardından tehlikesini küçümsemek konusunda birleştiler. Daha sonra da Çin veya ABD ya da milyarlar kazanmak ve elektronik bir çip aracılığıyla beynine girmek isteyen büyük şirketlerin bir tür komplosu olduğunda uzlaştılar.
Şüphe ve ihtiyat akıllı kimselerin inkar edemeyeceği iki haktır.
Denenmemiş ve tamamen yeni olan “mRNA” teknolojisini benimseyen aşı, etkinliği ve yan etkileri yakından takip edilmeden insan vücuduna girmemelidir ancak bu aşının etkinliği ve yol açabileceği semptomlar kısa vadede gözlemlenemeyecektir. Çoğu uzman, aşının etkilerinin tam olarak anlaşılması için 15 yıl gibi bir süre gerektiğini söylemektedir.
Her yeni ilacın tehlikeleri konusunda bilimsel farkındalığa, etkilerini gözlemleme ve derin bir şekilde araştırmanın önemine dayanan ihtiyat başka, batıl inançlara, efsanelere ve komplo teorilerine teslim olmak bambaşka kavramdır. Bu ikisi eleştirel ve bilimsel düşünceyle birbirlerinden ayrılmalıdır. Ancak bugün dünya, salgının bilimsel ve batıl inanç tarzları arasındaki engelleri yıkması, ilkel içgüdüleri ve duyguları tetikleyen mantıksız söylemleri mutlak gerçekler düzeyine yükseltmesi gibi bir trajedi yaşamaktadır.
Bazı ülkelerde yapılan kamuoyu yoklamalarında mevcut aşıyı yaptırmayı reddedenlerin oranlarının yüzde 50’yi aştığını gösteriyor.
İlaç şirketleri, tek amacı hastaların sıkıntılarını gidermek olan melekler değiller.’’
Covid’e yakalanırsak ne olur
Ben çocuk beslenme ve metabolizma alanında uzmanlığını almış bir doktorum. Covid enfeksiyonuna mekanizmalar üzerinden bakarak açıklamak istiyorum.
Covid’e yakalananların vücutlarında önemli bir madde olan anjiotensin 1-7 peptid seviyesi ciddi olarak azalmaktadır. Bu madde özellikle şeker, tansiyon, kalp hastalığı gibi kronik hastalığı bulunan bireylerde sağlıklı kişilere oranla 20 kat daha fazladır. Çünkü bu madde hasta bireylerde hayatta kalmayı sağlayan bir denge unsurudur. Virüs bulaştığı kişide bu maddeyi tüketerek vücuttaki dengeleri bozmakta ve ölüme neden olmaktadır. Eğer hastalık atlatılırsa bahsedilen bu eksik peptidin yerine konulması 6 ay ile 1 sene almaktadır.
Covid geçirmiş bireylerde hastalığı atlatma sonrası dönemde bu peptidin eksikliği:
- Her iki cinsiyette fertilitede (doğurganlık) azalma
- İnsülin direnci- tip 2 diyabet-obezite sıklığında artma
- Dirençli Hipertansiyon
- Hem erişkinde hem çocukta Tip 1 diyabet sıklığında artış
- Kanser, kalp krizi ve inme görülme sıklığında artış
- Kanserli hastalarda metastaz artışı
- Atrial aritmi
- Kalp duvarında kalınlaşma, fibrozis
- Akciğerde fibrozis
- Kaslarda erime (atrofi)- ciddi yorgunluk
- Yara iyileşmesinde gecikme
- Tekrarlayan pankreatit atakları-hemorajik pankreatit
- Böbrekte fibroz, glomerüloskleroz, proteinüri
- İltihap hücreleri ile işgal edilmiş bir karaciğer
- Karaciğerde fibroz, mezenterik damarlarda genişleme ve asit
- Psikiyatrik bozukluklar, hafıza ve öğrenme sorunları, öfke kontrolünde zorlaşma
- Alzeimer gibi nörodejeneratif hastalıkların seyrinde hızlı kötüleşme
- Diyabete bağlı komplikasyonların erken ortaya çıkması ve kötü seyretmesi
gibi komplikasyonların görüleceğini öngörüyorum.
Bu bilimsel öngörü nedeni ile diyebilirim ki Covid dünya toplumlarında yeni kronik hastalıkları ortaya çıkarıp kanser sayılarını artırırken, eski kronik hastaları 1 yıl içinde öldürecek ve yaratmış olduğu infertilite(kısırlık) ile nüfüs kontrolü sağlayacaktır. Bu nedenle virüsün insan eli ile yaratıldığını düşünmekteyim. Ölümler ise covidin neden olduğu sorunlar içinde buzdağının görünen kısmı olacaktır.
Yeni nesil aşılar (mRNA) nasıl etki gösteriyor ?
Şekil 1.
mRNA aşıları nasıl etki ediyor (şekil 1)
1-Yağ içerisinde mRNA parçaları kas hücresine yapılır.
2-Hücre içinde yağ kapsülden kurtulan mRNA kodu hücrelerde bulunan ribozom tarafından okunur ve virüsün dikensi proteini üretilir. Üretilen bu protein hücre dışına çıkar.
3-Antijen(antikor üretimini sağlayan yabancı molekül) sunan hücre dikensi proteini içine alır, onu işler ve onun kimlik kartını çıkarır.
4-Antijen sunan hücre dikensi proteine ait kimlik kartını hem B lenfositlerine hem de T lenfositlerine tanıtır.
5-Bir taraftan B lenfositlerimiz bol miktarda “antikor” üretirken diğer taraftan T lenfositlerimiz de o bilgiyi hafızalarına kaydederek “hücresel bağışıklığı” devreye sokar.
mRNA parçalar minimum genetik bilgiyi temsil eder, hücredeki çekirdek zarı geçemezler. Çekirdeğe ulaşsa bile, kendisini hücre DNAsına entegre etmez. Yani aşı DNA mızı değişterecek söylemi doğru değildir. Tek sarmallı RNA lar arasında etkileşim nadiren mümkün olsa da, mRNA’nın hücre DNA sı ile etkileşimi yoktur (5-7).
Klinik onay için mRNA aşılarının karşılaştığı ana zorluk hücre içine ulaşımı idi . Her yerde bulunan ribonükleazlar adlı enzimler tarafından yıkıma uğrayabilmeleri, mRNA fizyolojik koşullar altında oldukça dayanıksız kılmaktadır (8). mRNA hücrelerimizin içinde en fazla 2-3 gün kalabiliyor, sonrasında süratle yok ediliyor.
Amerika, İngiltere, İsrail, Kanada gibi gelişmiş ülkeler hızlıca aşılamaya geçerken gelişmekte olan ülkeler aşı tartışmaları ile geride kalmaktadırlar. 29 Aralık 2020’de yayınlanan listeye göre vatandaşını en çok aşılayan ülke % 7.44 ile İsrail olmuş, tercih ettiği aşı Biontech (yeni nesil aşı)tir (Tablo 1).
Tablo 2. Ülkelerin 29 aralık 2020 itibarı ile aşılanma yüzdesi
Tüm dünyayı aşılama hızı virüsün hızına yetişecek mi pek emin değilim. 2021 yılı 2020 yılının bire bir kopyası olacağını (Dejavu) ve covid geçiren insanlarda yukarıda bahsettiğim hastalıkları duymaya başlayacağımız bir yıl olacağını düşünüyorum.
Domuz gribinde gerçekleştirilen aşı oyunu, aşı firmalarını sorgulanır yapmış, gündemdeki aşılar hızlı onayları ile bu şüpheyi pekiştirmiştir. Büyük tabloyu tam bu noktada kaçırmış durumdayız. Aşıların nadir görülen yan etkileri çok ön plana çıkarılarak toplum aşılanmasında hızlı hareket edilemeyecek olursa yukarıda bahsetmiş olduğum mekanizma nedeni ile hastalıklı bir toplumumuz olacak ve nüfusumuz ileri dönemlerde azalma eğrisine gidecektir. Eğer bir komplo var ise bu sefer oyun aşı üzerinden değil zaten virüs üzerinden kurulmuştur.
Klasik aşıların (Çin aşısı gibi) tam bir bağışıklık sağlamayacağını veya etkilerinin söylendiği kadar olmayacağını düşünüyorum. Toplum bağışıklığı sağlamak uzun süre alacaktır. Aşılanan kişilerde Covid görüldükçe aşılar ile ilgili güven kaybı oluşturacaktır. Ancak yine de salgının hızının kırılmasında sınırlı bir miktar işe yarayacaktır.
Virüs kendini sürekli değiştirmektedir. Belirli bir süre sonra ister klasik aşı olsun ister yeni nesil aşı işe yaramaz hale gelecektir. Bu durumda gelişmiş ülkeler yeni nesil aşıyı birkaç haftada düzenleyerek aşılamaya kaldıkları yerden devam edeceklerdir. Bizim ürettiğimiz veya almış olduğumuz aşıyı yeni mutasyona göre üretebilmek için en az 1 yıla ihtiyaç bulunmaktadır. Bu nedenle yılın ilk yarısında ülkemiz hangi aşıya ulaşabiliyorsa temin etmeli, aşılamayı başlatmalı, ikinci yarıda ise klasik aşıların değil yeni nesil aşıların uygulanmasını ve tüm anlaşmaların bu kapsamda yapılmasının doğru olacağını düşünmekteyim. Tüm dikkatimizi aşılama ile hastalıklı bir toplumun oluşmasını önlemeye vermeliyiz.
Yeni nesil aşıların mekanizmaları nedeni ile DNA mızı değiştirebilmesi mümkün değildir. Etkinlikleri klasik aşılardan daha yüksek olacaktır. Klasik aşılar ile aşı olanlarda Covid’e yakalananları daha fazla göreceğiz. Yeni nesil aşıların yan etki olarak klasik aşılardan farkı olmayacaktır. “Uzun dönem etkileri ne olur” söyleminin aşı için değil virüs için yapılması gerekmektedir.
Aşılar ile ilgili öngördüğüm bir yan etki : Hangi aşı olursa olsun, Hastaneye yatarak tedavi almış kişilerin kovid geçirdikten kısa bir zaman sonra aşılanırlarsa uyku hastalıkları veya bazı psikiyatrik sorunların ortaya çıkabileceğidir. Covid geçiren kişilerin en az 9 ay aşılanmaması gerektiğini düşünüyorum.
Sözlerimi yine Husam İytani’nin sözleri ile bitirmek istiyorum:
“Aşı muhalifleri bu şekilde, aslında sözde düşmanlarına hizmet ediyorlar. Kamusal alanı bilimsel olarak doğrulanamayan, diyalog ve ya açıklamaların kendisine karşı etkisiz kalacağı söylemlerle doldurarak kendi kehanetlerini gerçekleştiriyorlar.”
Kaynaklar
- https://www.indyturk.com/node/293666/dünyadan-sesler/aşı-karşıtlığı-kendini-gerçekleştiren-kehanetler
- Crawford NW, Bines JE, Royle J, Buttery JP. Optimizing immunization in pediatric special risk groups. Expert Rev. Vaccines. 2011;10(2):175–186.
- Liu MA. Immunologic basis of vaccine vectors. Immunity. 2010;33(4):504–515.
- Hilleman MR. Recombinant vector vaccines in vaccinology. Biol. Stand.1994;82:3–20.
- Deering RP, Kommareddy S, Ulmer JB, Brito LA, Geall AJ. Nucleic acid vaccines: prospects for non-viral delivery of mRNA vaccines. Expert Opin. Drug Deliv.2014;11(6):885–899.
- Pascolo S. Vaccination with messenger RNA (mRNA) In: Bauer PDS, Hartmann PDG, editors. Toll-Like Receptors (TLRs) and Innate Immunity.Springer Berlin Heidelberg; Germany: 2008. pp. 221–235.
- Jäschke A, Helm M. RNA sex. Chem. Biol. 2003;10(12):1148–1150.
- Sorrentino S. Human extracellular ribonucleases: multiplicity, molecular diversity and catalytic properties of the major RNase types. Mol. Life Sci. CMLS. 1998;54(8):785–794.
Hocam ileriye dönük mRNA aşısının testislere zarar vereceği, kısırlık yapacağı yada kansere neden olacağı gibi iddialar var, Ben zaten kanser hastasıyım, aklım ve okumalarım bu aşıyı olmamı söylüyor ama tereddüt ediyorum.Bu arada Qersetin besin takviyesini kullanmaya başladım bu vitaminler yeni varyantlara karşıda koruyucu olurmu merak ediyorum, teşekkürler
Yazıda belirtiğim gibi hasta olmak kısırlık, kanser olasılığını artırıyor. Aşıların bunu yapabilmesi mümkün değil. mRNA aşıları daha uzun süreli ve güçlü bağışıklık sağlayacak. Quercetin yerine artık isoquercetin 250 mg (Orbitera firması) kullanın. İsoquercetin quercetine göre 5 kat daha güçlü. Az riskte günde 1 tane yüksek riskte 2 x 1, hastalık durumunda 4 x 1 şeklinde öneriyorum.
Merhabalar Hocam;
Bugün covid testimin pozitif çıktığını öğrendim. Bakanlık tarafından gönderilen ”Favimol” ilacına ek olarak D vitamini, C vitamini ve magnezyum çinko desteği almaya başladım. Bunların yerine önerdiğiniz isoquercetin’i mi kullanmalıyım yoksa hepsini bir arada kullanmamın bir sakıncası olur mu?
Bence isoquercetin 250 mg kullanın.
hocam çocuklar içinde önerirmisiniz özellikle otizmli ailelere için bildiğiniz üzere bagışıklıkları malesef çok zayıf yaş olarak belli bir kıiter var mıdır? örneğin bizim çocuk yaş 9 kilo 23
Hocam iyi geceler Ben Yusuf Sabri Dağ (MS -Epilepsi Ağır metal Zeh .takipliydi)
Hastanızın annesiyim. Melahat hemşire. Yusufa biyontech yaptıracağım. Birde covidden korunmak için mi isoquercetin 250 öneriyorsunuz . Başka ne önerirsiniz. Teşekkür ederim
Hocam ben otizmden takip ettiğiniz bir hastanızın annesiyim. Biz de orbitera nın quersetin ini kullanıyorduk, isoquercetin e geçelim mi. Oğlum 8 yaş 33 kg ve igE si düşük tü, 1×1 mı alalım? ( Şu anda quertera plus 2×1 alıyoruz)
Hocam merhaba. Piyasada quermax ve orbitera firmasının isoquercetin i olmak üzere 2 ayrı isoquercetin mevcut. Quermax da çinko ve vitamin kompleksi mevcut, orbitera firmasının isoquercetin kapsülleri sade içerikli. Otizmli çocuklar için hangisini önerirsiniz?